Kendini ifade etmek, konuşmak, doğru anlaşılmak herkes için önemlidir. Ancak kendini ifade etmek kadar karşındaki kişiyi dinlemek, onun hayata bakış açısını anlamak kendini anlatmaktan daha da önemlidir.
Karşındakini anlamak için doğru soruları sorabilmek gerekir.Çoğunlukla kapalı uçlu soruları hayatı kestirmeden yaşamak, koşuşturmacaların içinde kendi değerli zamanımızı kaybetmemek için kullanırız. Amaç sadece kendimiz için geri bildirim alabilmektir. Bir de fikirleri onaylatma soruları vardır. Değil mi? Haksız mıyım? sorusunun cevabı genellikle “evet”tir. Kapalı uçlu soruları etkin iletişim kurmak için değil, duymak istediğimiz soruların cevaplarını almak için hayatımızda daha çok kullanırız.
Bu nedenle iletişim de açık uçlu sorular sormaya gayret etmeliyiz. Üstelik bu tür soruların cevaplarında kısıtlayıcı bir mesaj yoktur, olayları doğru analiz etmemize yardımcı olur.
“Bu konu hakkında sen neler düşünüyorsun?”, “Bu işi tekrar yapsaydın hangi bölümlerde değişiklikler yapardın?” gibi sorular sorarak iletişim kurmak istediğimiz kişilerin cevaplarını verirken kendi düşüncelerini de paylaşmasına fırsat veririz. Bu soruların arkasından gelecek cevaplar birçok bilgiye ulaşmaya ve farklı bakış açısı kazanmamıza yardımcı olur. Olaylar hakkında ön yargıları aşarak daha net sonuçlara ulaşabiliriz. Daha doğru kararlar alabiliriz. Sadece soru sormakta yeterli değil nerede,ne zaman hangi soruları soracağımız ve aldığımız cevaplar da fark yaratır.
Kısaca herhangi bir konu hakkında açık uçlu sorularla bilgi edinmeye çalışırsak, olayı yorumlarken yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmış oluruz. Umarım bu yazı hayatınızda daha az ön yargılı davranmanıza ve daha çok açık uçlu sorular sormanıza vesile olur.
MÜHENDİSİN ik'SI 