Türkiye’nin en büyük İK Zirvesi’nin ilk günü kanallarda, sosyal medyada ve gazetelerde geniş yer buldu. Zirve başkanları Didem Tekay ve Alper Utku’nun açılış konuşmasıyla 2. gün başladı.
Alper Utku: Devrimin aşktan geçtiğini, güçten geçtiğini konuştuk. Farklı liderlik bakış açılarını ve uygulamaları gördük. Yansımalara geçtik sevginin, aşkın gücün geçtiği devletten,yönetimden konuştuk. 2. günde yansımalara devam edeceğiz diyerek 2.günün açılışını yaptı.
İlk konuşmacı kendini “yaşam kolik” olarak tanımlayan Perry Timms , ve konusu: Çalışma Hayatının “Yeni Normali” Perry Timms’e göre bu konunun 3 ayağı var: Sosyal iş yapma biçimi, sosyal medya ve sosyal öğrenme.
“Sosyal teknolojiler aslında insanlara bir ses duyurabilmek, ortak bir etki sağlamak için önemli.” “Sosyal medyada yaptığım şey, aradığım tek şey anlam. Yaptığım işlere anlam yüklerim.”
“İnsan kaynakları sadece performans değerlendirme ölçümlerini kullanmamalı onun dışındaki alanları da ölçümleyebilmeli.” diyerek ezber bozan bakış açısını ortaya koydu. Konuşmada İK müdürlerinin statüsü gereği yıkması gereken duvar hakkında da tavsiyeler verdi.
“İK müdürlerine çalışanlar genellikle ciddi sorunlar için giderler. Ama müdürler, çalışanlarla yakın ilişki kurmak zorunda, sosyal araçlarla ilişki kurmak zorundadır.”
Müdürlerin yanı sıra ik çalışanlarının kurumdaki tüm çalışanlara karşı şeffaf olmaları, güven yaratıyor olmaları ve sosyal bir statüye sahip olmaları gerektiğinin söyleyerek konuşmasını sonlandırdı. Bu konuda Türkiye’de hala sosyal medyayı kullanmayan uzmanlar fazla. Gideceğim iş görüşmeleri için görüşeceğim kişinin ismini biliyorsam eğer, sosyal medyadan araştırıyorum. Ama malesef çoğu ik uzmanının sosyal medyayı kullanmadığını ve linkedin hesabının olmadığını görüyorum. Belki de işe alım yaptıkları için kendileri hakkında bilgi alınmasını istemiyorlar kim bilir?
İkinci oturum, Linkedin Kıdemli İletişim Müdürü Genco Orkun Genç‘in konuşmasıyla başladı. Konu: Türkiye’de Linkedin’in “Dünü, Bugünü,Yarını” Aradığınız Yeteneğe Şu Anda Ulaşılamıyor. Ama Neden? Sosyal medya ve network günümüzün vazgeçilmezleri. Linkedin’in bu alanda ki önemini Genco Bey zirvede paylaştı.Linkedin, Türkiye’de 3 milyon profesyonel kullanıcıya ulaştı. Dünya çapında 670 milyon beyaz yakalıdan 277 milyonu üye. Linkedin geleceği öğrenciler ve yeni mezunlar. Anadolu üniversitesi mezunları ilk sırada. Linkedin’ de pasif yetenek, blogları takip eden, fikir önderlerinin yazılarını okuyan, kendi işleriyle ilgili iş birliği kurabilecekleri kişilerle network kuracakları bir platform.
Oturumunu şu iki mesajını vererek noktaladı : 1.Hayalindeki işe sahip olmak için harekete geçin,eyleme geç. 2.Çalışanların sadece %10 ‘u hayalindeki işi yapıyor. Hayalinde işe sahip olabilmesi geri kalan %90 ‘a yardımcı olun.
MCT Danışmanlık, Danışman Mehmet Özel, liderlik üzerine konuştu. Ailelerin çocuklarının başarıları/başarısızlıklarını üzerine değişken tutumlarını skeçle göstererek sunumunu renklendirdi. Senden bir baltaya sap olmaz ya da benim oğlum/kızım çok büyük adam olacak.
Konuşmasının ana mesajı: Kimsenin ve ailenin sana yapamayacağını söylemesine izin verme.
Günlük yaşantımızda sıradan sorulara verdiğimiz yanıtların dilimize yapışmış kelimeleri düşünmeden söylediğimiz için (nasılsın iyiyim,ne yapıyorsun aynı,bildiğin gibi sözler) kendimizi provoke etmediğimizi söyledi. İKcılara da yetersizlik, ilgisizlik ve değersizliklere odaklanılması gerektiğini vurguladı.
Engelsizkariyer.com Kurucusu Mehmet Kızıltaş, İK’da Engellilerle Doğru İletişim Metodları ile fırsat eşitsizliğinden bahsetti. Kendi hikayesi o kadar çok engelle doluydu ki izlerken tüylerim diken diken oldu ve duygulandım. Eminim salondakiler de aynı duyguları hissetti. O kadar engelden sonra hayatının dönüm noktası 1992 tarihi olmuş. 10 Kasımda 1992’de şiir okuduğu zamandan bu yana elinden mikrofonu asla bırakmamış çünkü bu ona verilen ilk şansmış! Bu şansı fırsata çevirip engelsizkariyer.com kurmuş. Mehmet Beyi izlerken, yaşadıklarını dinlerken, insanların ön yargıları ve ayrımcılığı hayatımızı ne kadar fazla engellediğinin en canlı örneğinin karşımda olduğunu gördüm.
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın Sağlık için Ezber Bozan Bakış Açıları son ana oturumdu. Sağlıkla ilgili ve beslenme ile ilgili tavsiyelerde bulundu. Bana göre lise biyolojisi, genel tıp bilgilerini ve yıllardır söylediği sözleri tekrarladığı bir konuşma yaptı. Ezber bozan değil, ezber yapan bir konuşmaydı. Yağların yapısı, kolanın zararları ve meyve suyunun şeker oranı vb. içeren konuşması katılımcıların dikkatini çekti. Bu konuların yerine, ofis ortamında sağlıklı kalmak için nelere dikkat edilmeli?, masa başı çalışanını tehdit eden sağlık problemleri nelerdir?, sağlığı tehdit eden ofis detayları (örn. astım hastaları, klima nedeniyle oluşan rahatsızlıklar, boyun fıtığı, bel fıtığı, postür duruşu vb.), firmalarda anlaşmalı gıda şirketlerinin hazırladığı yemek listeleri sağlıklı mı? çalışan için sağlıklı menüler nasıl olmalı?, mevsimlere göre gıda tüketimi nasıl düzenlenmeli? vb. konular hakkında bilgi verseydi daha iyi, daha yararlı olurdu diye düşünüyorum. Özetle Karatay’ın beğendiğim sözü “sevdiğin işi yaparsan asla yorulmazsın.” oldu.
Kahve molasının ardından paralel oturumlar başladı. Bloggerlar çeşitli oturumlara girdiği için zirvenin 2. günü hakkında onlardan çeşitli yazılar bekliyorum. Bu da bloggerların birbiri ile etkileşimi için bence avantaj oldu. Ben canlı yayını izlediğim için sadece ana oturumların olduğu salondan yayın yapıldı ve oradaki paralel oturumları izleyebildim.
Paralel oturumların ilkini Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp gerçekleştirdi. Konusu, İcat ÇıkarMA! Konusuna icat nedir? sorusunu sorarak başladı. Ardından herkesin icatlardan biraz korktuğunu, uzaktan kulağa hoş gelen bir söz olduğunu dile getirdi. Henry Ford, endüstri ve icatlardan örnekler verildi.
“Kurumlarda bütçeden milyonlarca lira para harcayıp çalışanlar,kişiler eğitimler alınıyor, ama çocuğunun karnesinde sol taraftaki gelişim karnesine bakmıyor. Çocukların hayallerini köstekliyor sonra da vizyonerlik bekliyoruz.” Hakan Alp
Nilsen Altıntaş TEB’de İnsan Kaynaklarında Ezber Bozan Uygulamalarda kuşaklarla birlikte olan ik uygulamalarından bahsetti. İş hayatında ve ik da basitleşme ve odaklanma zamanının artık geldiğini belirtti. Bana göre iş hayatında süreçleri basitleştirmeye gitmek yeni bir durum değil aslında. Geçen yıl katıldığım İTÜ EMÖS Zirvesi’nin konusu iş hayatında basitleşme ve odaklanma idi.
Nilsen Altıntaş, “Esnek ve yaratıcı olmamız için önce kendimizi provoke etmemiz gerekiyor.”
Yetenekleri geliştirmek nasıl oluşacak? 2014 yılının en önemli konusunun bu olduğunun altını çizdi. Özetle inovasyon, çalışan sadakati, yetenek yönetimi, kurum kültürü vb. konulara değindi. İK bütünleşik olmalı, kendini ve sistemi provoke etmeli, kendini sorgulamalı, empati yapmalı. Herkese mesajı, Esnek ol, büyük düşün, insana dokun, kendini provoke et ve ezber boz. İK uygulamalarında kendinize ezber bozan iki şey bulun ve yapın. diyerek konuşmasını noktaladı.
Kiğılı Giyim Abdullah Kiğılı, “Benim Şirketimdeki En Önemli Sermayem İNSAN” konusu ile sosyal medyada paralel oturumlar arasında en çok konuşulan isim oldu. Abdullah Kiğılı Sermaye insan konulu konuşmasında: Şu an ki başarımızın en büyük sebebi insan kaynaklarıdır. İnsana değer vermeyen bir sistemin yürüyeceği ihtimalini vermiyorum.
Büyüyen şirketlerin en önemli formülü, İK bölümünün doğru insan, doğru pozisyonda ilkesiyle çalışıp adaletli davranması, insanı sevmesidir.
Hayatında patron olarak hiç kimseye torpil yapmadığını ve hayatta adaletli olmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Gençlerin sabırsız olduğunu ve hemen yükselmek istediklerini ancak kimsenin yerinin doldurulamaz olmadığını unutmamamız gerektiğini vurguladı. Yeni kuşağa, gençlere sabırlı olun böylece daha az hata yaparsınız öğüdünü verdi. Bir insanın KENDİSİNİ deneyimli görmesi için, o işi doğru yapabilmesi gerektiğini söyleyen Kiğılı: Bir işi doğru yapabilmek için asgari on bin saat yapmak mecburiyetindesiniz. dedi.
Son oturum konuşmasını Kanıtlara Dayalı Yetenek Yönetimi konusu ile Levent Sevinç yaptı. Sezgisel değil, kanıtlara dayalı insan kaynakları yönetimi olmalıdır. İnsanlar karar verirken yanlı olma eğiliminde buna en iyi örnek hale etkisi. Firmanın kendi içerisinde de farklı potansiyel ve modelleri olabilir. Şablon yaklaşımlardan,modellerden kaçının ki yetenekleri elinizde tutun. Moda olan eğitimlerden uzak durarak yetkinliklere göre eğitim modeli kurun. Çok yönlü değerlendirmenin yapılmasını ve birkaç veriye dayanarak karar verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
2 gün boyunca toplam 106 konuşmacı, 76 oturumun olduğu bu mükemmel zirveyi sabah 9 akşam 18 mesaisi yaparak büyük bir heyecan ve keyifle izledim. Zirve bu akşam konserle son buldu. Zirveyi izlerken sosyal medyadan İK Blogger sayısının yüze doğru gittiğini öğrendim. Ancak dikkatinizi çekmek istediğim şey ise Türkiye’nin en büyük ik zirvesini bir avuç İK Bloggerı konuştu!
Emeği geçen, başta MCT Danışmanlık olmak üzere tüm organizasyon sorumlularına, değerli konuşmacılara ve paylaşımlarıyla bir avuç Blogger arkadaşıma teşekkür ederim. Seneye zirveye katılmak dileğimle…
Online izleyici olarak seninle aynı kaderi paylaştım, yazdıklarını okuyunca daha ayrıntılı yazamayacağımı düşündüm 🙂 tebrik ederim, emeğin, dikkatin için teşekkür ederim 🙂 Zirve pekiştiricim 🙂
BeğenBeğen
Bu güzel yorumunuz için ben de size çok teşekkür ederim Zuhal Hanım.
Aslında her bir oturum için günlerce yazılar yazılabilir eminim bu zirveden bambaşka bir bakış açısıyla siz de zirve hakkında görüşlerinizi bizimle paylaşacaksınız. Benim amacım sıcağı sıcağına zirveye gidemeyen ve takip edemeyen herkese zirve konuşmacılarının mesajlarını kısa yorumlarımla birlikte aktarmaktı pardon pekiştirmekti 🙂
BeğenBeğen
Tesekkurler Ceren hn. yayinlanmasi durumunda paylasirsaniz sevinirim iyi calismalar…
BeğenBeğen
[…] Ezber Bozan Bakış Açıları 2. Gün […]
BeğenBeğen
[…] https://cerenbandirma.wordpress.com/2014/02/13/ezber-bozan-bakis-acilari-2-gun/ […]
BeğenBeğen