Çoğumuz başarılı insanları genellikle şanslı buluruz. Ailesinin maddi durumu, aldığı eğitim vb. nedenleri düşünerek kendi potansiyelimizi kullanmamak için bahanelere yaratırız. Oysa başarı denilen şey bence bir sonuçtan ibaret. Çünkü bulunduğunuz süreçte neler yaşadığınız, nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığınız, yaşadıklarınızla nasıl başa çıktığınız, deneyimlerinizi nasıl avantaja çevirdiğiniz ve nelere göğüs gerdiğiniz önemlidir.
Seattle’daki ufak bir dükkanın dev bir şirkete nasıl dönüştüğünü (bir başarı sürecini) öğrenmenin yolu Howard Schultz’un yazdığı Gönlünü İşe Vermek kitabını okumaktan geçiyor. Kitap, sonucu bir başarı olan ancak içinde başarısızlıklar ve hayatın sunduğu farklı yolların insanları belirli bir amaca hizmet etmede nasıl eğittiğini anlatıyor. Kitabı okurken satırların arasından çıkardığım bazı önemli notları sizlerle paylaşarak bu kitabı alıp almama kararını sizlere bırakıyorum. 🙂
* “Ne yapmak istediğinizi anladığınızda onu daha önce yapmış birini bulun. Onlar mayın tarlasında nerede mayın aranacağını bilirler. “ Howard Schultz
* Yeni fikirlere kulaklarınızı tıkarsanız, herkesle iletişim kurmazsanız kendinizi, şirketiniz için büyük fırsatlar kaçırmış halde bulabilirsiniz.
* Bir kurumun, çalışanları ile kurduğu güven ilişkisinden daha değerli bir şey yok. Şirketin birlik ruhunu kaybetmemesi ve şirketin geleceği için yönetimin çalışanlar ile güven ilişkisi kurmalı.
* “Başkaları, bizi daha önce yaptıklarımızla değerlendirirken biz kendimizi yapabileceğimizi hissettiklerimizle değerlendiririz.” Henry Longfellow
* Dünyanın en iyi iş planı bile dürüstlük ve tutku ile desteklenmiyorsa herhangi bir kazanç üretemez.
* Hayallerinizin suya düşecek olduğunu düşündüğünüz anlar olduğunda çevrenize verdiğiniz tepkilere dikkat edin. O anlarda önemli olan sahip olunan değerleri unutmamaktır.
* “En iyi yönetici, istediğini yapması için iyi kadınları ve adamları toplayabilen ve işi yaptıkları sırada onlara karışmaktan kendini alabilen kişidir.” Theodore Roosevelt
* Güven, saygı, tutku, bağlılık ve takım ruhu bir kurumun başarılı olmasında rol oynayan değerlerdir.
* Bu iş başlarken oradaydım demek, şirketin büyümesine destek oldum diyebiliyorsanız bu, güçlü bir takımın başarısıdır.
* Ortak bir amaç için sahip olunan hayalleri çalışanları bu hayale dahil etmek istiyorsanız onların bakış açısını anlayarak, empati kurarak, kalpten konuşarak bunu başarabilirsiniz.
**Schultz, kitapta Starbucks’a geri döndüğünde yaratmak istediği Starbucks’ın hayaline nasıl ulaştığının ipuçlarını da veriyor. Çalışanlarına onları anladığını, empati kurduğunu hissetirmeseydi, kalpten hayaline ve çalışanlarına inanmasaydı şu an Starbucks var olmayacaktı.
Sevgiler!
MÜHENDİSİN ik'SI 